Soguk Bir Kis Gunu Fotograf Uzerine
Soguk, ruzgarli ve yorucu kis mevsiminde yapmaktan en cok hoslandigim seylerden biri sicak bir kitapevine gidip tum kitaplar ve dergiler benimmis gibi davranmak. Gozunuze ilisen her turlu kitabi alip rahat edebileceginiz bir koltuk bulduktan sonra kitap raflari arasinda nasil zaman gecireceginiz size kalmis birsey. Amerika’nin unlu kitapevi zinciri Barnes&Noble'a ilk giriste dikkatimi ceken birkac seyden bahsetmek istiyorum sizlere. Gozalici yeni yil ve Christmas suslerini, renkli hediyelik esyalari ve unlu fotografcilarin fotograflarindan olusturulmus 2010 takvimlerini bir kenara birakirsak kapaginda California daki dunyaca unlu Yosemite National Park’a ait harika 3 resimle Ansel Adams’in fotograf kitabi, tum dikkatimi uzerine cekiyor. Ansel Adams (1984’te vefat ettiginde 82 yasindaydi), 20.yy’in en saygin ve unlu fotografcilarindan. Yosemite National Park ve Ansel Adams’in ortak noktasi ise Sierra Club. Kulubun ilk baskanlarindan olan cevreci John Muir, Ansel Adams’i arastirma ve calisma kayitlarini tutmasi icin ise alir ve bu harika footgraflarin gunumuze kadar tasinmasina araci olur.
Kitap, 60’a yakin park fotografinin yanisira sanatcinin hayatina dair pekcok ayrintiyi da bolumler halinde okuyucularina sunmaktadir. Fotograflar, sanatcinin ailesi tarafindan hediye edilen Kodak Box Brownie la cekilmis. Donemin teknik zorluklarini goze alirsak gunumuzde cekilen fotograflarla yarisir nitelikte. Renkli, siyah-beyaz Ansel Adams fotograf takvimleri simdiden raflari doldurmus ve herkesin bakmadan gecemeyecegi kadar cazibeli.
Bir diger duragim ise Art in America dergisi. Aralik ayinin en onemli sergilerine ve sanat olaylarina birer sayfa ayrilmis dergide. Dunyanin her yerinden haberler var. Istanbuldan bile. Serge Spitzer’in “Molecular” adli calismasi, Mayor Sinagog’da sergilenmekte. Molecular, toplamda 4.5 ton agirliginda olup farkli agirliklarda mavi ve yesil renklerindeki cam toplardan olusmakta. Baslangicta Cin’den Istanbul’a Istanbul Bienali icin tasinmis bu sergi. Sinegog, temizlenip sergi icin uygun hale getirildikten sonra ise Bienalden Sinegog’a tasinmis. Simdilik uzun aylar orda kalmasi planlaniyor. “Molecular” fotografi gercekten gozalici, ozellikle toplardan yansiyan isigi gozonunde bulundurursak sanatcinin neden sinegog gibi az isik alan bir yer sectigini anlayabiliriz.
Sayfalari cevirdikce yepyeni fotografcilarla ve sanatcilarla tanisiyorum. “Not Alone” adli uluslararasi bir sergi dikkatimi cekiyor, “MAKE ART STOP AIDS” sloganiyla sosyal bir amaca hizmet eden bu serginin eserleri 2000 yilindan gunumuze kadar olusturulmus. Serginin en carpici ve yaratici eseri 2 metre boyundaki“Medicine Man”. San Francisco’lu sanatcilar Daniel Goldstein ve John Kapellas tarafindan 139 siringa ve 300 adet AIDS ilaci kutusu kullanilarak insan vucudu sekli verilmis. Africa’da bir yilda 38000 kisinin oldugunu dusunursek oldukca anlamli bir eser oldugunu dusunuyorum.
Aaa.. Bir de son gunlerin en popular fotografcisindan bahsetmezsem olmaz, Annie Leibovitz, borc aldigi krediyi odeyemeyince tum portfolyosunu 40 milyon dolara satmak zorunda kaldi. Ellen DeGeneres, George W. Bush, Michael Moore, Madeleine Albright, Bill Clinton, Scarlett Johannson, Nicole Kidman ve Brad Pitt gibi unlu Hollywood yildizlarindan devlet baskanlarina kadar gecmiste pekcok unluyu fotograflayan 59 yasindaki Annie Leibovitz, her zaman doneminin en gozde fotografcisi olmayi basarabildi.
Kredi haberiyle birlikte Leibovitz’in “A Photographer’s Life” adli kitabi raflara geri dondu. Sanatcinin hemen hemen tum portfolyosunu kapsayan kitap, sanatcinin portre fotograflariyla birlikte hayatina dair kisiel detaylari da okuyucularla paylasmaktadir. Merak edip Annie Leibovitz’in biyografisini okursaniz ogrencilik yillarindan itibaren onemli basarilara imza attigini goreceksiniz. Mesela 1973’te donemin en popular dergisi Rolling Stone’nun fotografcisi olabilmeyi basarmis. Daha sonra muzik grubu Rolling Stone’un 1975 yilindaki dunya turunda onlara eslik edip otobuste ve konserlerinde portre fotograflarini cekmis.
Ansel Adams ve Annie Libovitz’in bulustuklari ortak iki nokta var. Her ikisi de hayatlarinin bir doneminde reklam fotografcisi olarak calismak zorunda kalmislar. Ansel Adams, kendisiyle yapilan bir roportajda reklam fotografciligi ile ilgili bir soruya “calisirken mutlu olmadim ama kirami odeyebildim” seklinde cevap verirken Annie “cok az eglendim, uzerimde cok baski hissettim” seklinde yanitlamistir. Her fotografcinin kendisine ornek aldigi, calismalarindan etkilendigi baska bir fotografci mutlaka vardir cumlesini dogru cikartacak nitelikteki iki onemli aciklama, yine bu Amerika tarihinin iki onemli fotografcisindan gelmistir. Annie Leibovitz, Susan Sontag’in etkisini her zaman uzerinde hissettigini, fotograflarini ilk ona gostermenin kendisi icin onemli oldugunu belirtirken Ansel Adams, Stieglitz’in hayatindaki onemini roportajlarinda ve edindigi her firsatta dile getirmistir.
0 yorum