Bana göre tatil...
Herkes tatile farklı anlamlar yükler.
Ben tatile ‘arınmak’ diyorum. Bir anlamı daha var tatilin benim için ‘üretmek
için ilham almak’. Başka topraklarda atılan her adım, tanışıp el sıkıştığın her kişi, gördüğün ya
da yaşadığın pozitif/negatif her şey yeni bir deneyim oluyor insana. Bu sebeple
tatil başlangıcı için ajandaya atılan işaret, yılın en önemli olaylarından
birine hazır olman için bir çeşit hatırlatmadır aslında. O gün geldiğinde en
gerekli eşyalar alınır, son gidecek olan kargolar sabah kargosuna yetiştirilir,
gerekli yerler haber edilir, emailler yollanır ve yolculuk başlar. Uçağa
bindiğim andan itibaren benim için tatil başlamıştır.
Yakın yerler hep keşfedilmesi kolay,
hazırda bekleyen, ‘nasıl olsa bir gün gidilir’ grubundan oldu bizim için. Sanırım
gözüm hep uzaklarda. Bu sebeple Hint Okyanusu kıyısına çevirdik rotamızı. Bangkok,
Phuket ve sonrasında Singapur. Her gün bir diğerinden renkli, farklı ve ilham
verici oldu benim için. Tatile dair paylaşmak istediğim çok şey var. Önce
şehirde geçirdiğim her dakikası unutulmaz olan Singapur’dan birkaç kare. Bir
gün burada yaşamak istiyorum. Bu cümleyi bir kez daha, New York için
söylemiştim.
Ve tesadüfe bakın ki bu heykelin aynısı ama kırmızı renkli olanıyla New York'ta fotoğraf çekinme fırsatını bulmuştum. Singapur'da benzerini görünce kaçıramazdım.
İki aynı heykel, iki yaşanılası şehir.
Ve...ChinaTown...Bangkok'da ki ChinaTown ların tekin olmadığını duyunca zamanı daha etkili kullanmak adına şehrin başka yerlerini gezmeye karar vermiştik ama Singapur'da tekin olmayan bir yer göremedim, tekin olmayan insan da...
Kurallar şehri olduğunu biliyor muydunuz? Bundan Voyager'daki yazılarımdan birinde bahsetmiştim. Singapur'da yolda sigara içmenin cezasının 2500 S. Doları, yolda sakız çiğnemenin cezasının 2000 S. Doları olduğu ne kadar gerçekse şehrin işleme bir tablo gibi her köşesinin ayrı işlendiği, mükemmel sıfatına layık olduğu da o kadar gerçek.
Kuralları çok severim.
0 yorum